1983 yılında “Günümüz dünyası insanının durumunu aydınlatan; yazılarının çeşitliliği, gerçekçi anlatı sanatının açıklığı ve hayali yazılarının evrenselliği ile karakterize romanları için” ifadeleriyle açıklanan Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi İngiliz yazar William Golding’in 1967’de yayımladığı bir roman Piramit.
Yazarın en bilinen eseri Sineklerin Tanrısı kadar büyük bir üne sahip değil. Fakat Sineklerin Tanrısı ile çokça benzer özelliğe sahip. Sineklerin Tanrısı’nda karakterlerin kişilikleri üzerine kurduğu alegorilerle adeta bir üst bir de alt dil olmak üzere iki roman yazan Golding, Piramit’te söyleyeceklerini Sineklerin Tanrısı’ndaki kadar derinlere gizlemiyor. Fakat okuru tembelleştirici bir biçimde de doğrudan söylemiyor.
İçeriğe gelince, roman aslında üç bağımsız öyküden oluşuyor denilebilir. Romanın ilk bölümü ana karakter Oliver’ın Oxford’a gitmeden önceki son yaz yaşadıklarına odaklanıyor. Cinselliği ve aynı zamanda toplumsal piramidi keşfettiği yılları anlatarak başlıyor. Chandler’s Close’da oturan Evie’ye Oliver’ın duyduğu çekim toplumsal tabakalaşmanın görünür görünmez etkileriyle Oliver’ın hayatında ve zihninde kapışmaya tutuşuyor.
“Bazı şeylerin bellekte yer edinebilmesi için, çalışılmasına, öğrenilmesine ve yinelenmesine gerek yoktur. İnsanın gözünü dağlayarak beynine yerleşir, ondan sonra da istendiğinde, bütün ayrıntılarıyla incelenebilirler.”
İkinci bölüm ise Oxford’da geçirdiği birinci dönemin sonunda eve dönüşünde Oliver’ın yaşadıklarını anlatıyor. Annesinin üyesi olduğu derneğin sahneleyeceği oyunda Oliver da sürpriz bir biçimde rol alıyor. Toplumsal tabakaları artık idrak etmiş olan Oliver görünmez sınırların insanların kişilikleri üzerinde nasıl tesir ettiğini fark ediyor.
“Kendimiz tragedyaydık biz, üstelik katarsise ihtiyaç duyduğumuzu bile bilmezdik.”
Yıllar sonra değişen Stilbourne’a dönen iki çocuk sahibi yetişkin Oliver’la tanıştırıyor Golding bizi son bölümde. Ama tanıştığımız en yeni Oliver, bizi elimizden tutarak en eski Oliver’a, çocukluğuna geri götürüyor. Çift zamanlı geçen son bölümde küçük bir İngiliz kasabasındaki önemsiz işlere bile “piramit”in nasıl dâhil olduğunu görüyoruz. Çocuk Oliver’ın annesinin topluma ve insanlara dair keskin ve kesin ifadelerine anlam kazandırma süreci piramitin temellerini oturtuyor.
William Golding, 20. yüzyılın ilk yarısında orta sınıf bir aileye mensup Oliver’ın toplumsal piramidin kaygan merdivenlerindeki tırmanışını anlatırken ikinci bölümde tiyatro oyunun yönetmeni Bay de Tracy ile geçen konuşması için Oliver’a söylettirdiği kısacık bir cümle bize bütün romanın arayışını özetliyor.
“Ben hakikati istiyorum, Evelyn. Ama nereye bakarsam bakayım, bulamıyorum.”
Piramit (The Pyramid)
William Golding
Çev: Armağan İlkin
İş Bankası Kültür Yayınları
223 sayfa