Son dönem Türk edebiyatında yeni isimler gittikçe artıyor. Bu durumdan çoğu zaman rahatsız olsam da çıkardığı kitabın hakkını veren isimlere her daim şapka çıkarıyorum. Mustafa Yurthan da onlardan birisi. Kitabı İletişim Yayınları’nın haftaya çıkacak olanlar listesinde görüp kafama kazımıştım zamanında. Romanın illüstrasyonları, sayfalar, karakterler sayesinde bize dokunuyor.
Söylenecek kelimesi bol olan bir roman Varoş, bir gecekondu mahallesi, meydanda bir bakkal. Eklemek gerekiyor ki yazar, babasının ölümünden sonra devraldığı bakkalı işletiyor. Yani romanda bulunan bakkal, bakkal Mustafa. Üstelik çoğu karakterlerin gizli tanığı, gözlemcisi. Hatta çoğu zaman basit dilinin arasında kaybolmuş biri.
“Eve gitmeden şu bakkalda bir nefes alırlar. Bakkal her şeyi bilir. Herkesi günde en az bir defa görür.” Demiş kitapta Mustafa Yurthan, mahalleliyi yani insanları öyle bir görmüş ki…
Roman 5 bölümden oluşuyor; Nusret, Kadir, İsmail, Neşet, Ummuhan. Beş ayrı karakterin beş ayrı olayı. Çocukluk, gençlik, yaşlılar, ölüme en hazırlar, en çok namaz kılanlar, istekler, ilk aşk, okulun ilk günü, gelecek kaygısı, dershaneden 1000 liraya edinilmeye çalışılan hayat, KPSS, toplumsal normlar, hep günah işlediğini düşünen erkekler, din, kitap, Allah üçgenine sıkışıp kalanlar, babası gittikten sonra evin direği olmaya çalışan erkek çocuk, yeterince büyümemiş, kendisine ve ailesine düşmüş bir abla ve dahası… Hepsi bizden, bizim mahallemizden… Mahalle bakkalının hep hesabı kabarık ama gönlü bol.
“İki çay. Biri üç şekerli olsun. Hayat acı zaten.” Ve “Ama sadece bir adam, değiştirmeye yeter yeri geldiğinde. Babam. Bütün tarihlerin gizli kahramanı. Kaderi değiştiren adam.” Dediği gibi arabesk, “Oyun oynamak büyütür mü insanı?” dediği kadar gerçekçi. Hem de “Hayat defalarca doğurur seni ve doğduğunda kucağında bulursun işini, eşini, çocuğunu…” dediği gibi hayatı çözmüş.
Mustafa Yurthan’a buradan kendi cümlesine yakın bir seslenişte bulunarak bitiriyorum. Abi, öykün bitmemiş, kapatma sakın dükkanı, seni çok beslemiş.
Varoş, İletişim Yayınları,
1.baskı İstanbul, 88 sayfa