Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, hepsi bu.
Düpedüz bir yenilginin romanını anlatıyor Hemingway bize, hemen her kitabında olduğu gibi. Yaşlı Adam ve Deniz’i diğer eserlerinden ayıran şey ise bunu, pek çok defa yaşadığımız gibi, eşsiz bir doğallıkla anlatması.
Anlatılan, seksen dört gün boyunca, Gulf Stream’in açıklarında tek bir balık dahi yakalayamamış ihtiyar balıkçı Santiago’nun hikayesidir. Beter bir salaoya (kötü talih) tutulduğuna inanılan Santiago iyice yalnızdır artık denizin ortasında ve ihtiyar vücudu bundan sonra yalnızca karnını doyurmak için değil itibarını kurtarmak için de ağ bırakacaktır denize.
Yaşlı Adam, tüm bu yaşadıklarına rağmen denizi bir kadın gibi adlandırır, “la mar der” ona. Çünkü bir rakip değil bir tutkudur onun için deniz, tıpkı çocukluğunda gittiği, geceleri rüyalarına giren Afrika ve orada gördüğü aslanlar gibi. Bu yüzden şansını deneyeceği bir başka yer yoktur ihtiyar balıkçının. Deniz ise ona son bir şans olarak dev bir kılıçbalığı yollar ve ihtiyar balıkçının asıl mücadelesi bununla başlar.
Santiago, bu son macerasında, kitabı okuduğum günden beri bana hep ümit veren bir söz eder: “İnsanoğlu dünyaya yenilmek için gelmemiştir.”
Künye
Yazar: Ernest Hemigway
Kitabın Adı: Yaşlı Adam ve Deniz
Sayfa sayısı: 136
Çeviren: Orhan Azizoğlu
Yayınevi: Bilgi Yayınevi, Dokuzuncu Basım (Ekim 2008)
Görsel https://www.behance.net/gallery/26720379/The-Old-Man-and-the-Sea adresinden alınmıştır.