Antabus, alkol bağımlılığında kullanılan bir ilaç adı. Günümüz Türk toplumunu okuyoruz Antabus sayesinde. Mutlu görüneni, okumuşu-okumamışı, Anadolu’dan göçeni, İstanbul’da büyümüşü, şiddet göreni, işçisi, patronu, babası, annesi, abisi, kardeşi, kızı, kimsesizlikten kimsesizlerin kimsesi olan Ülker ablası, eli tez hemşireyi, en çok da Antabus’un kahramanı Leyla Taşçı’yı… Aslında Leyla’ya sorsalar ne Osman kızı Leyla olmak ne de Remzi’nin karısı Leyla olmak ister. Sadece Leyla, olmak ister. “Leyla’yla Mecnun” bile değil, düz Leyla…1
Üçüncü sayfa haberlerinden birisiymiş gibi başlayan Antabus’un kahramanı Leyla, “Üçüncü sayfa haberleri üç beş satırdan ibaret olsa da kırk katır mı kırk satır mı türünden hikâyeler anlatır” diyor. Suratımıza gerçekleri hiç çekinmeden çarpıyor:
“Duyarsınız, görürsünüz, üzülürsünüz. Ne de olsa siz de bir kalp taşıyorsunuz. Belki gece yatarken kocanıza- karınıza, ‘Adam da Leyla’ya ne zulmediyor vallahi içim parçalandı’ diye dertlenir, benim kaşım gözüm paralanırken parçalanan içiniz için merhamet toplarsınız. Aileniz de anlar ki siz çok insaniyetli birisiniz. Sonra insaniyetli insaniyetli zıbarır uyursunuz. Ertesi gün uyanırsınız, e sizin de hayat gaileniz var, beni mi düşüneceksiniz?”2
Yıllardır laflarını o kadar çok yuttu ki Leyla, konuşma reflüsü var artık onda. Leyla, rezil falan olmuyor. Asıl biz yani el âlem ona rezil oluyoruz, onu görüp de görmeyerek. Madem biz onu yok sayıyoruz, o da artık bizi yok sayıyor hayatta.
Kitabın yazarı Seray Şahiner’e göre Antabus: “Antabus’un sırrı sıradanlığı. Konu: Şiddet gören biri. Bu alışılmışlık halimizi sorgulamaya çalıştığım bir metindi. Yoksa, kitabı okuyan da ilk sayfayı konuyu bilerek açıyor, oyunu izleyen de konuyu bilerek seyirci koltuğuna oturuyor. Antabus’ta, kitapta sayfayı çevirmemeye, oyunda seyirci kalmamaya davet ettik.”3
Böyle bir kitabın sayfalarını çevirirken zorlanıyorsunuz. Kitap da zaten “Şimdi sayfayı çevirebilirsiniz” 4 diyerek bitiriyor ama insanın vicdan dediğimiz şeyi zaten varsa çeviremeyecek noktaya geliyor. Çünkü aslında anlatılan sadece Leyla’nın hikâyesi değil, “anlatılan senin hikâyendir”5.
TÜRK TİYATROSUNDAKİ YERİ
Tek kişilik bir oyun Antabus. “İşte, televizyonda başına bir şey geldi mi başrol oluyorsun, hayatta başına bir şey geldi mi figüran. Ben de figüranmışım…” diyen Leyla, tiyatro olarak yer buldu. Oyuncu Nihal Yalçın’ın canlandırdığı Antabus, Tatbikat Sahnesi İstanbul’da geçtiğimiz sene prömiyerini yaptı.
(Nihal Yalçın ve Seray Şahiner, 20.Afife Jale Ödülleri’nde. Fotoğraf, Seray Şahiner’in Twitter hesabından alınmıştır.)
20. Afife Jale Ödülleri’nde üç ödül aldı Antabus, “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülü Nihal Yalçın’a, “Yılın En Başarılı Yönetmeni” ödülü İlham Yazar’a, 1997’den beri Afife Jale Ödülleri kapsamında verilen “Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü” ise Seray Şahiner’in oldu.
20.Afife Jale Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülünü alan Nihal Yalçın,“Tüm jüri üyelerine çok teşekkür ediyorum. Mezun olalı 10 sene oldu hiç metinli tiyatro yapmamıştım. 5-6 sene kadar doğaçlama tiyatro yaptım. Gönlüme göre metin bulamamıştım. Bu oyunu ilk okuduğum anda oynamam gerektiğini düşündüm. Seray Şahiner’e çok teşekkür ediyorum böyle bir metin yazdığı ve bana teslim ettiği için. Erdal Beşikçioğlu’na nedir, kimdir diye sormadan gel benim tiyatromda oyna dediği ve beni yönetmen İlham Yazar ile tanıştırdığı için çok teşekkür ediyorum. Özel teşekkürüm, yönetmenim İlham Yazar’adır. Tatbikat Ailesine de teşekkür ederim. Ödülümü, diğer bütün kadın adaylar için alıyorum. Bu bir kadın oyunu, çok politik konuşma yapmayacağım ama erkek eliyle, tacize, tecavüze uğramış, öldürülmüş bütün kadınlar için alıyorum da demeyeceğim tabi ki.
Bu şiddetin, akıl tutulmasının durmasını diliyorum. Oyunu oynarken çok mu diye düşündüm. Gündem o kadar korkunç ki aslında bu biraz basit gibi kalıyormuş hissediyordum. Umarım çocuk istismarına dair bir oyun oynamak zorunda kalmayız.”demiştir.
(Fotoğrafın adresi: http://www.hurriyet.com.tr/afife-jale-tiyatro-odulleri-sahiplerini-buldu-40094628)
Ayrıca Nihal Yalçın bir röportajında, kitabı okuduğunda çok güldüğünü, ancak bir yandan da güldüğü için utandığını söylüyor. Leyla’nın büyük ve hepimizin aslında bir şekilde şahit olduğu acılarının üstesinden mizahla geldiğini belirtiyor. Oyunda da bu acı ile mizahı dengede tutmaya özen gösterdiklerine değiniyor; “Leyla hayatla dalga geçmeyi bilen, mizahi yanı olan bir kadın. Bu kadar acıya ve zulme maruz kalan bir insan başka türlü yaşayamaz çünkü. İnsan acısına gülmeyi öğrendikten sonra tekrar hayatta kalmayı becerebiliyor, Leyla’nın becerisi bu” diyor.
Peki Nihal Yalçın’ın oynadığı oyuna dair beklentisi ne? “Ben öncelikle seyircilerin ‘İyi bir oyun seyrettik’ düşüncesiyle çıkmalarını tercih ederim. Sonrasında da, hakikaten birini dayak yerken görse, gidip kapıyı çalıp ‘Sen ne yapıyorsun, yapamazsın bunu’ dese, bu oyun bunu yapabilirse ne mutlu bana” demeyi de ihmal etmiyor.6
(Fotoğraf Seray Şahiner’in Twitter hesabından alınmıştır.)
1997’den beri Afife Jale Ödülleri kapsamında verilen “Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü” ’nü alan Seray Şahiner’in konuşması ise “Çok teşekkür ediyorum. Sesim için özür dileyerek başlamak istiyorum, rahatsızım. Öncelikle hayatta kalma mücadelesi veren bir kadına, canından can katan Nihal Yalçın’a teşekkür ediyorum. Oyuna emek veren herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Jüriye, kadına yönelik şiddete dair metne ödül vererek, konuyu tekrar gündeme taşıdığı ve işaret ettiği için ayrıca teşekkür ederim. Antabus’un metninde yola çıkarken, kadına karşı şiddete, tacize, kadın cinayetlerine karşı körüklenen sessizliğin karşısında bir metin yazmak için yola çıkmıştım. Evinden dışarı adım atamayan kız kardeşlerimiz için yapmamız gereken daha çok şey var. Çünkü üçüncü sayfa haberlerinde gördüğümüz mağdurların kurtuluşu sadece onların ellerinden gelen bir şey değil. Toplumsal baskıyı ve muhalefeti aktararak bu şiddeti meşrulaştıran sistemi tıkamamız ve değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bütün mücadelemiz bunun için. Tekrar teşekkür ederim” demiştir.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Bölümü Arş. Gör. Şamil Kürşat Yılmaz, oyun hakkında şunları söylemiştir: “Ben şunu özellikle önemsedim; Leyla, hikâyesini orta sınıfın bakış açısından değil, kendi gerçekliğinin olağanlığı içinden anlatıyor. Bu yüzden de onu anlıyor fakat yaşadıklarını melodram kodlarının içinden dinleyip acımıyoruz.
İlham Yazar, sahneyi mekânsal olarak bölüp Leyla’nın hayat hikâyesi için kullanışlı alanlara çevirmiş. Bir de, ara ara melodramlardan replikler, haberlerden spot cümleler ve birtakım eğitici programlardan ‘steril’ cümleler duyduğumuz televizyonumuz var sahnede. Reji, Leyla’nın bu mekânlarla ve televizyonla ilişkisini çok ölçülü kullanmış. Hikâye boyunca, oyuncunun teknik olarak kabullenip “yokmuş gibi” tavır alabileceği ışığa ve sese dair bir dolu teknolojik müdahale, Leyla’nın gerçekliğinde atarlanacak, azarlanacak, göz devirecek ‘çıkıntılara’ dönüşüyor. Birçok tek kişilik oyunun temel zaaflarından biri olan bu soydan teatral konvansiyonlar, Antabus’un sahnesinde çok zarif, oyuncunun bir iki küçük jestiyle normalleştirdiği anlar olarak çıkıyor karşımıza. Rejinin bir başka artısı ise, Leyla’nın arkada ‘reji için’ aynı yerde bir süre koştuğu an hariç, oyuncusuna buluş kapanları kurmamış olması. Antabus’ta oyuncu rejiyi değil, reji oyuncuyu takip ediyor. Biz de haliyle sahnede anlatılan hikâyeyi neredeyse çocuksu bir teslimiyetle izliyoruz.”7
Oyundan Kısa Bir Parça:
(Henüz izleme fırsatı bulamadığım bu oyunu, en kısa zamanda izleyip, yorumumu ekleyeceğim.)
Oyunun Künyesi;
Genel Sanat Yönetmeni: Erdal Beşikçioğlu
Yazan: Seray Şahiner
Yöneten: İlham Yazar
Oynayan: Nihal Yalçın
Kaynakça:
- Seray Şahiner, Antabus, Can Yayınları, İstanbul 2016, S.39
- Seray Şahiner, Antabus , Can Yayınları, İstanbul 2016, S.17.
- http://www.insanhaber.com/roportaj/seray-sahiner-antabusun-sirri-siradanligi-67585
- Seray Şahiner, Antabus (2016), Can Yayınları, S.107
- Karl Marx, Kapital 1.cilt, Yordam Kitap, İstanbul.
- https://www.evrensel.net/haber/262740/nihal-yalcin-antabusu-anlatti-cok-kalabalik-bir-zulmun-tek-kisilik-oyunu
7.https://kultursanat.halkbank.com.tr/KulturDuragi/Tiyatro/antabus/5549
Kitabın fotoğrafı Can Yayınları’na, kaynağı belirtilmeyen diğer afiş ve fotoğraflar Tatbikat Sahnesi’ne aittir.
- Seray Şahiner – Antabus
- Can Yayınları – Roman
- 112 Sayfa