Erhan Altunay’ın kaleme aldığı Dionysos Bize Ne Mesaj Veriyor?, mitolojinin bu kendine has tanrısının, diğer tanrılara ters düşen karakterini, yaşam biçimini, aydınlık ve karanlık yönünü ama en çok da insan adına ne varsa içinde yaşadığını ve yaşattığını anlatıyor.
“Anadolulu tanrı ve tanrıçaların en büyük özelliği, insan yaşamında onlarla birlikte olmaları ve günlük yaşamın her anında yer almalarıydı. Bu tanrı ve tanrıçalar içinde belirttiğimiz özelliklere en çok uyan, en Anadolulu tanrılardan biri Dionysos’tur. Dionysos Yunan mitolojisi diye bildiğimiz Helen mitolojisinin en ilginç ve sıra dışı tanrılarından biridir. Öncelikle kendilerini insanlardan soyutlayan ve çok üstün gören Olympos tanrıları arasında değildir. Ancak Dionysos Olympos tanrıları arasında yer almasa da birçok efsaneye karışmış ve zaman içinde Helen şehirlerinin çoğunda kültüne en çok önem verilen tanrılar arasında sayılmıştır. Dionysos öyle popüler olmuştur ki bazı yazarlar Olympos’ta bulunmuyor olmasını kabul etmemiş, Tanrıça Hestia’yı yerinden ederek yerine Dionysos’u on iki Olympos tanrısının arasına yerleştirmeye bile cesaret etmişlerdir. Ancak bu müdahale edebiyatçıların çoğu tarafından kabul edilmemiş, Dionysos Olympos tanrıları arasında mitlere konu olmamıştır. Dionysos’un Olympos’ta diğer tanrılar arasında “yöneten” pozisyonunda mitleri yoktur, oysa aşağıda insanların arasında onlarla birlikteyken birçok miti vardır. Dionysos her şeye rağmen Olympos tanrıları arasında olmayı istememiş ve kendini hep halkın arasına atmıştır.” Dionysos’un sonrada edineceği nitelikleri arasında Nysa Dağı’nda şarabı “icat ederek” bu kadim içkinin tanrısı olması ile “inadına yaşamak” istercesine iki kere doğarak yaşamı hazla beraber arasında bir ilişki kurmak mantıken mümkün olabilir mi? Söz konusu mitolojiyse elbette olabilir. Ancak bu durumun, mitolojinin hâlâ var olan “kafadan uydurma hikâyeler” olduğu kanısıyla bir bağlantısı yok. Tam aksine mitolojinin, insanın ve dolayısıyla toplumun zamanla ritüellerini yaratması, bu ritüellerin “canlı” örneklerle yine topluma sunulması ve devamında gelen sözlü kültürün ve anlatının kuşaktan kuşağa geçerek bugünlere gelmesiyle alakalıdır. Çünkü bu süreç, aynı zamanda mitolojinin insanın kendisiyle olan ilişkisiyle de iç içedir. Dionysos’la başlayıp geldiğimiz bu noktaya vesile olan mevzu, mitoloji, dinler tarihi, sanat tarihi gibi alanlarda çalışmalar yapmış, birçok kitap yazmış Erhan Altunay’ın, Destek Yayınları etiketiyle yayınlanan, “Dionysos Bize Ne Mesaj Veriyor?” adlı son kitabı. Erhan Altunay, kitapta, Dionysos’u şarap ve eğlence tanrısı olarak görmenin Dionysos’un “kişiliğine” ters düşeceğini, bu dik kafalı tanrının insan namına ne varsa içinde barındırdığını ve buna dikkat çekilmesi gerektiğini üzerine basa basa anlatıyor.
On bölüme ayrılan kitapta, “Yüksek yüksek tepelere,” diye başlayan bu toprakların meşhur kına gecesi geleneğinin Dionysos’la olan ilginç bağına değinen yazar daha sonra Dionysos’un tanrılara ters gelen sıra dışı kimliğinin bir portresini çıkarıyor. Buradan “iki kere doğuş” hikâyesine geçerek, yine onunla özdeşleşmiş intikamcı diğer yanıyla, yani öfke ve korku dolu karanlık tarafıyla okuru yüzleştiriyor. “Bir Şarap Tanrısı Olarak Dionysos”ta, haliyle bizim onu “tanıdığımız” halinin detaylarına giriyor ve son olarak da Dionysos ritüelleriyle meselenin özünü kavramamızı sağlıyor.
“Dionysos Bize Ne Mesaj Veriyor?”, okura bir “tanrı”nın ne demek olduğunu değil, Dionysos olmanın ne demek olduğunu anlatıyor. Dionysos’un “aynı zamanda baskıcı toplumun sömürdüğü emek”i temsil ettiğini belirten yazar Erhan Altunay, “İmparatorluk” kitabından yaptığı şu alıntıyla derdine noktayı koyuyor: “Canlı emek hayatı üretir. (…) Karın altındaki tohumdur; daha doğru bir deyişle, yaşam gücü hep bir yerlerde devinir durur, dinamik iş ağlarında, sermayenin vazettiği zamanın içinde ve dışında hızla akan bir toplumun üretimin ve yeniden üretiminde… Dionysos, yaşayan canlı emeğin tanrısıdır, kendi zamanında yaratılışın.”
- Erhan Altunay – Dionysos Bize Ne Mesaj Veriyor?
- Destek Yayınları – Mitoloji
- 136 sayfa